site sections

Diller

kurdistan map

KÜRDİSTAN'A DAİR

Mimari

Kürtlerde Mimarlık

Kürdistan Bölgesi kuzey Irak, Türkiye'nin güney doğusu arasındaki büyük bir plato ve dağlık bölgede bulunmaktadır. Ortadoğu'nun bu stratejik bölgesinin kuzeyinde Türkiye, doğusunda İran ve batısında da Suriye bulunmaktadır. Ünlü Yunan tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı Strabon (Latince: Strabo) M.S. 1 yüzyılda "Coğrafya" (Geographika) adlı eserinde Kürtlerin mükemmel mimar olduklarını yazmıştır. Kürdistan'ın bütün önemli kentlerinde İslam dönemi mimari ve motifleri bulunmaktadır. Bunlar arasında Erbil, Meşhed, Diyarbakır ve Urfa'yı örnek olarak gösterebiliriz.

Günümüzde Kürtler, Kuzey Irak veya Kürdistan Bölgesi'nin büyük etnik, kültürel gruplardan biridir. Bütün 20. yüzyıl boyunca bu bölgede yerel Kürt mimarisiyle ilgili çalışmalar gelişmemiş, bunun için özgün bir çalışma da olmamıştır. Dolayısıyla modern yerel mimariyi geliştirmek için yetkin mimarlık okulları ve kalkınma planları da olmamıştır. Bölgedeki kentlerde mimari yapı Irak mimari tarzına dayanmaktadır.

Kürt geleneksel mimarisi kent kasaba ve köylerde kendi konumlarına göre farklılık gösterir. Erbil Kalesi Kürdtlerin eski mimari yapısına benzersiz bir örnektir. Kürdistan'ın en önemli tarihsel miraslarından biri olan Erbil kalesi (eski Arbela), Bağdat'ın yaklaşık 360 kilometre kuzeyinde bulunur. Sürekli yerleşim bölgesi olan Erbil kalesinde 6000 yıllık bir geçmişi vardır dünyanın en eski kent sitelerinden biridir. Bu önemli antik kent 16 farklı uygarlık kültürünün yükselişine ve düşüşüne tanık olmuştur. Erbil tarihin önemli bir aşamasında Kürt mirliklerinin hakimiyeti altında bulunmuştur.  12. yüzyılda oldu İki yüzyıl boyunca Eyyûbilerin hakimiyeti altında kalmıştır.

Muzafferüddin Kökböri devrinde (1136-1190) yeniden imar edilen Erbil, iki kısımda gelişmiştir. Aşağı Erbil nehir kenarında, geniş bir vadide yayılırken, Yukarı Erbil tepe üzerinde kale içine sıkışıp kalmıştır. Kalenin surları, eski kalıntıları üzerine Kökböri tarafından yeniden yaptırılmıştır. Kökböri'nin evlâdı olmadığından, vasiyeti üzerine Abbasi halifesine kalan Erbil, Moğol istilâsından sonra uzun müddet karışık ve sıkıntılı dönemler yaşamıştır. 1731'de, Nadir Şah'a karşı uzun süre dayanan kale, şehrin düşmesinden sonra harabe haline gelmiş, 1849'da esaslı bir şekilde tamir edilmiştir. Kökböri, devletinin ve saltanatının küçük olmasına rağmen, İslâm dünyasında büyük bir üne kavuşmuştur. Aşağı Erbil'de yüksek minareli bir ulu cami, bir medrese, 4 dârûl-aceze, dul ve yetim yurtları ile ribatlar yaptırarak şehri mimarî eserlerle donatmıştır.

Ulaşım yollarının kavşak noktasında bulunan Erbil, 12-15. yüzyıllarda büyük bir ticaret merkezi durumundaydı. 1309 yılı Musul Salnamesi'ne göre, 4.000 nüfuslu kaza merkezinde, 2 cami, 10 mescid, 6 medrese, 5 sıbyan mektebi, 5 dârûl-aceze, 1 kışla ve 3 hamam bulunuyordu. Bugün Aşağı Erbil harabe halinde olup bir tek minare ayakta kalmıştır. Yukarı Erbil, kale içinde hâlâ 18. yüzyıl hayatı yaşamaktadır. Kale içindeki Kale Camii, Hacı Molla İbrahim Camii, Ömerağa Medresesi ile Şeyh Şerif Tekkesi ve tüm yapı yeniden restore edilmektedir.

Tepede üst han ve saraylarda yerleşenler zengin kezimi oluştururken kuzeyi güney ve doğudaki üç yerleşim alanında bir halka oluşturanler ise diğer kesimleri oluşturur. Çevredeki ve vadideki yapılar havalandırma olanakları ile güzel görünümleri sağlar. Bu tip yapılar dönemine göre popülerdiler. Orta ve fakir sosyal sınıf ise kalenin çevresindeki mahallelerde yerleşir. Çevredki sokaklar dardır, yaklaşık 0,7-3 metre ve düzensizidir. Ana caddeler güneyde az bir majorgate dışarı doğru açılır. Bu sokaklar yine bir ağaç formunu oluşturan görünü küçük sokakları ve çıkmaz sokakları dışarı dalları oluşturur. Bugün şehir surları tarafından kuşatılan binalar ve dar sokakları geniş bir kompleks oluşturur. Tüm evler tek yada iki katlıdır.

Kale surlarının hemen dibinde Kayseriye denen pazar merkezi vardır. Kayseri pazajı dar sokaklar ve 2-3 metrelik küçük dükkanlardan oluşur. Dükkanların alt katı depo olarak kullanılır. Pasaj içindeki sokaklar, kışın yağmuru yazın da güneşi önlemek ve sıcaklığı azaltmak üzere tasarlanmıştır. Dükkanların dışındaki sokaklarda 0,5 metre yüksekliğinde tezgahlar kurulur. Bu tezgahların çoğu günümüzde kaldırılmıştır.